Diane Kurys’in yazıp yönettiği 1983 yapımlı Entre Nous, 2. Dünya Savaşı’nın Alman istilası altındaki Fransa’sından 50’lerin özgürlükçü Fransa’sına uzanan dönemde Lena’nın (Isabelle Huppert) kendini bulma hikayesi olarak özetlenebilir. Diane Kurys’in otobiyografik oğeler içeren aynı adlı kitabindan uyarladığı bu filmde Nazi sürgününden kaçmak için asker olan Michel ile (Guy Marchand) evlenen Yahudi mülteci Lena savaş sonrasında Madeleine (Miou-Miou) ile tanışır. Madeleine istila sırasında çok aşık olduğu ilk kocasını kaybetmiş ve savaştan sonra hamile kaldiği aktör Costa (Jean Pierre Bacri) ile evlenmiştir.
Kadın bir yönetmenin kadın bakış açısıyla kaleme aldığı bu hikaye iki güçlü kadın oyuncunun performansı ve dönem Fransa’sının sanat atmosferiyle birleşince 80’li yıllar için bile cesur diye nitelendirebilecek bir film çıkmış ortaya. Madeleine ile tanıştıktan sonra kadınlığını ve bireyselliğini sorgulamaya başlayan Lena ile film; annelik, arkadaşlık, evlilik, yasak aşk, lezbiyen ilişki temalarını irdelerken, Lena’nın Yahudi olması dolasıyla mültecilik ve Nazi istilası konularını da tekrar gündeme getirerek politik ve militer bir altyapıyla bu soruları harmanlamış. Erkek gözünden kadının aile içindeki konumu bağlamında düşünüldüğünde kocası tarafından sürgünden kurtarılan ve evde değerli bir mücevhermiş gibi tutulan Lena’nın edilgen yaşantısından doğan tatminsizliğine cevabı başka bir kadında bulması filmi salt varoluşsal kaygılar üzerine yoğunlaşmaktan çıkarıp, izleyeni o zamana kadar fazla değinilmemiş olan lezbiyenlik ve cinsiyet konuları üzerinde durmaya çağırıyor. Bu edilgen konumundan çıkmak isteyen kadın yine erkek egemen toplumun kadına musaade ettiği pazarlık ve tehdit yoluyla isteklerini yaptırmaya çalışınca aile içi yıkım kaçınılmaz son oluyor.
İki başrol kadın oyuncunun da çok başarılı olduğu filmde Isabelle Huppert’ın doğallığı hayranlık uyandırıcı. Filmle ilgili yaptığı bir açıklamada dediği gibi “ Canlandırdığım karektere sempati duymaya çalışmak yerine onunla empati kurmaya, onu anlamaya çalışıyorum. Eğer sempati duyarsam karakteri idealize ederek romantik bir karakter ortaya çıkarırım ki bu yapmak istemediğim bir şey. Bu sebeple çok sempatik olmayan normal bir karakter yaratmaya çalıştım ve bunun bir cevap sunan değil de bir soru şeklinde yapılan bir film için uygun olduğunu düşünüyorum.“ Miou-Miou ise özgün oyunculuğuyla Cesar odüllerinde en iyi kadın oyuncu için aday gösterilmiş.
Entre Nous 1984’te en iyi yabancı film dalında Oscar’a aday gösterilmesinin dışında Diane Kurys’e san Sebastian’da Fipresci ödülünü ve National Academy of Cinema France’da Akademi ödülünü getirmiş. Biyografi filmleri türünde ele alındığında Entre Nous’nın lineer ilerleyen konusu izleyeni filme bağlama konusunda bir hayli başarılı. Anlatıcının Lena’nın kızı olması dolayısıyla yalın ve yansız bir aktarımı olan Entre Nous kurmaca filmlerin yarattığı heyecanı yaratmasa da objektif bir bakış açısından izleyene kendi algıları ve yargıları için bolca alan bırakmış.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder